أَنَا يُوسفٌ يَا أَبِي
yûsuf’um ben
baba
أَنَا يُوسفٌ يَا أَبِي
baba, sevmiyor
kardeşlerim beni
يَا أَبِي إِخْوَتِي لَا يُحِبُّونَنِي
istemiyorlar
aralarında baba
لَا يُرِيدُونَنِي بَيْنَهُمْ يَا أَبِي
saldırıyorlar;
taş atıyorlar bana, laf atıyorlar
يَعْتَدُونَ عَلَيَّ وَيَرْمُونَنِي بِٱلْحَصَىٰ
وَٱلْكَلَامِ
övmek için
ölmemi istiyorlar
يُرِيدُونَنِي أَنْ أَمُوتَ لِكَيْ يَمْدَحُونِي .
kapadılar
yüzüme evinin kapısını
وَهُمْ أَوْصَدُوا بَابَ بَيْتِكَ دُونِي
kovdular beni
bu alandan
وَهُمْ طَرَدُونِي مِنَ ٱلْحَقْلِ
üzümümü
zehirlediler baba
هُمْ سَمَّمُوا عِنَبِي يَا أَبِي
kırdılar
oyuncaklarımı
وَهُمْ حَطَّمُوا لُعَبِي يَا أَبِي
kıskandılar,
meltem esip de saçlarımı okşadığında
حِينَ مَرَّ ٱلنَّسِيمُ وَلَاعَبَ شَعْرِيَ غَارُوا
köpürdüler hem
bana ve hem de sana
وَثَارُوا عَلَيَّ وَثَارُوا عَلَيْكَ
ne yaptım ki
baba ben onlara
فَمَاذَا صَنَعْتُ لَهُمْ يَا أَبِي
konmuştu
kelebekler omuzlarıma
اَلْفَرَاشَاتُ حَطَّتْ عَلَىٰ كَتِفَيَّ
sümbüller,
eğilmiştiler bana
وَمَالَتْ عَلَيَّ ٱلسَّنَابِلُ
ve kuşlar
uyumuştular konup avuçlarıma
وَ ٱلطَّيْرُ حَطَّتْ عَلَىٰ رَاحَتَيَّ
ne yaptım ki
ben baba
فَمَاذَا فَعَلْتُ أَنَا
يَا أَبِي
ve niye ben
وَلِمَاذَا أَنَا
sen
isimlendirdin beni yûsuf diye
أَنْتَ سَمَّيْتَنِي يُوسُفًا
onlarsa beni
kuyuya attılar, suçu da kurda
وَهُمْ أَوْقَعُونِيَ فِي ٱلْجُبِّ ، وَٱتَّهَمُوا
ٱلذِّئْبَ
kurt bile
kardeşlerimden daha içli
وَ ٱلذِّئْبُ أَرْحَمُ مِنْ إِخْوَتِي
baba
أَبَتِ
“gördüm on bir
yıldızı, güneş ve ayı
هَلْ جَنَيْتُ عَلَىٰ أَحَدٍ عِنْدَمَا قُلْتُ إِنِّي
gördüm ki
secde ediyorlar bana!” dediğimde
“رَأَيْتُ
أَحَدَ عَشَرَ كَوْكَبًا ، وٱلشَّمْسَ وٱلْقَمَرَ
hata mı ettim
ki birine karşı
رَأَيْتُهُمْ لِي سَاجِدِينَ”
Mahmûd Dervîş
Çeviri: Soner Akdağ
Çeviri: Soner Akdağ