21 Şubat 2014 Cuma

Paranın 'Kadın' Üzerinden İlerleyen Saltanatı Üstüne 3 Haber

Balık için bedenini satan kadınlar: Kenya




Kenya'nın batısındaki Victoria Gölü'nün kıyılarında, yoksul kadın pazarcılar geçimlerini sağladıkları balıkları temin edebilmek için, balıkçılarla cinsel ilişkiye girmek zorunda kalıyor.


Kenya'daki bu tehlikeli ve yerleşik uygulamayı ortadan kaldırmak için bazı girişimler var. Azar azar da olsa, bu ticarete karışanların sayısı azalıyor.

Ancak 'seks karşılığında balık' ticaretinin tamamiyle yol edilmesi için, toplumun içinde cinsiyete bakışın ve kafa yapısının değiştirilmesi gerek.



Almanya, Avrupa'nın genelevi mi oluyor:

Resepsiyonda kırmızı-beyaz bornozlar içinde adamlar dolaşıyor. Barda sigara dumanları arasında yüksek topuklu ayakkabılar giyen kadınlar oturuyor. Müşterilerle sohbet edip kahkaha atıyorlar.

6 milyon euroya mal olan Paradise 2008'de açılmış. İçinde bir restoran, sinema, spa ve her gün yüzlerce erkek müşteriyi ağırlayan 31 özel oda var.Burası Paradise; (Cennet) Almanya Stuttgart'ta bir genelev. Avrupa'nın en büyüklerinden biri ve yasal.

Almanya seks işçiliğini 2002'de yasallaştırmıştı.

Şimdi bu sektörün yılda 16 milyar Euro'luk bir büyüklüğe ulaştığı belirtiliyor.

Seks işçiliğini diğer mesleklerin statüsüne koymaktaki amaç, bu işi yapan kadınları aracılardan kurtarmaktı.

Almanya'da seks işçileri sigortalı olarak çalışıyor, devletin sağlık sigortası sisteminden yararlanabiliyor.

Berlin'de çalıştığı genelevden iki yıl önce Stuttgart'a gelen 22 yaşındaki Hannah, "Kendinizi güvende hissediyorsunuz. Sokakta, birlikte olduğunuz adamla ne olacağını bilmeden çalışmak gibi değil" diyor.

Ancak Almanya'da bazı kesimler, hükümetin bu sektöre ilişkin liberal yaklaşımın başarısız olduğunu, seks işçiliğini yasallaştırmanın Almanya'yı "Avrupa'nın genelevine dönüştürmekte olduğunu" söylüyor.

Son 20 yıl içinde Almanya'da seks işçilerinin sayısı ikiye katlanarak 400,000'e çıktı.
'Mega genelevler'

Şimdi piyasada "mega genelev"lerin hâkimiyeti var. Bu genelevler, daha çok Almanya'ya otobüslerle gelen turistlere hizmet veriyor.


Buralarda çalışan kadınların çoğu Romanya ve Bulgaristan gibi Doğu Avrupa vatandaşları.

Emma dergisinin editörü, feminist yazar Alice Schwarzer, Almanya'daki seks işçiliği yasalarının İsveç'teki gibi olması için kampanya yürütüyor.

İsveç'te "seks hizmetleri" için para ödemek yasak, para almak yasak değil. Yani para ödeyen erkek cezalandırılıyor, kadın ceza almıyor.

Avrupa, giderek bu modele kayıyor. Aralarında Fransa'nın da bulunduğu yedi ülkede İsveç'teki yasaların örnek alınması planlanıyor.

İngiltere'de seks ticareti konusunda bir parlamento komisyonu tarafından başlatılan araştırmanın sonuçlarının gelecek ay yayımlanması bekleniyor. Komisyonun İsveç modelini önermesi bekleniyor.

Halihazırda İngiltere'de seks için para ödemek de, almak da teknik olarak yasal. Ama seks için aracılık yapmak, genelev çalıştırmak ve seks işçilerinin sokaklarda müşteri araması yasak.

Ancak Avrupa'nın herhangi bir yerinde yasaların sıkılaştırılması, insanları diğer ülkelere yöneltiyor.

Almanya'da Fransa sınırı yakınlarındaki genelev sahipleri, seks işçiliğiyle ilgili yeni yasaların yürürlüğe girmesinden sonra Fransa'dan müşteri akını yaşanmasını bekliyor.

Stuttgart'taki Paradise genelevi, bir zincirin parçası.

Orta Avrupa ülkelerinde dört genelevi daha olan şirket, Saarbrucken kentinde, sınırın birkaç yüz metre yakınlarında yeni bir genelev açmaya hazırlanıyor.


Şirketin pazarlama müdürü Michael Beretin, "Fransız yasalarında yapılacak değişiklikle, seks için para ödeyen erkekler cezalandırılacak. Bu bize piyango çıkması gibi bir şey. Fransız müşterilerin sayısı artacak. Bu yüzden yerimiz harika" diyor.


Saati 80 dolara profesyonel kucaklama: ABD


Seks için para ödemek ya da para karşılığı cinsel ilişkiye girmek yeni değil; hatta buna dünyanın en eski mesleği deniyor.

Peki ama kucaklaşmak, ya da birine sarılmak için para ödeyen olur mu?

New York'ta Ali C. adlı bir kadın, saati 80 dolara kucaklaşma, sarılma hizmet veren bir şirket kurdu.

Ali C. verdiği hizmetin kucaklaşmadan öteye gitmeyen bir iş olduğunu önemle vurguluyor.