19 Haziran 2015 Cuma

Açlığın Ötesindeki Anlam/Murat Kapkıner

"Savaş, savaşım, Tanrı yolunda kişiye ağır gelen herhangi bir musibet öncesindeki heyecan, korku, endişe ve başarılıp kazançlı çıkabilme umudu varsa sizde, Ramazan’ı Sünnetullaha uygun karşılıyorsunuz demektir."

“Andolsun sizi, korku, açlık, mallardan, canlardan, ürünlerden eksiltmekle deneriz: Sabredenleri müjdele.”

Şemsî aylardan aralık nasıl, Ahmet Arif’in dediği gibi netameliyse (nemelazım netameli aydır) Ramazan da kamerî ayların netamelisi. Ramazan, oruç tutsun tutmasın, her mümine zorluklarla gelir. Ramazan bir ayın adıdır ve bizatihi farklıdır; oruçla ayrıca güçlendirilmiş bir patlayıcı gibi.

Ramazan’da mutlu olmak hiçbir zaman kabahat değil ama, durup durup Ramazanlarda rahatlamak farklı değil mi.

Doğrusu, adam on bir ayı dinî dünyası açısından, etkin sınav dönemleri; Ramazan’ı da tatil sanıyorsa ne olacak. Kalbin, ruhun, bedenin rahat ve huzura kavuştuğu ay. Bu anlamda on bir ayın sultanı. Kavganın gürültünün kesildiği, şeytanların bukağılarla bağlandığı, zincirlere vurulduğu ay.

Buyurun İman Çağı’na bir göz atalım:

İslam tarihinin en önemli, en çetin savaşı Ramazan’da.
Uhud: Bütün bir Ramazan korku, endişe, tedbir, tedirginlikle geçtikten sonra Bayram’ın yedisinde kapışma.
Hendek: Bayram’ın biri. Ramazan boyu aynı korku, endişe ve heyecan (günlerce süren açlık) la hendek hafriyatı yapıldıktan sonra, Bayram’ın birinci günü kapışma.
Mekke’nin fethi: Ramazan.

Ve bunların hepsi orucun farz kılınmasından sonra.

Savaş, savaşım, Tanrı yolunda kişiye ağır gelen herhangi bir musibet öncesindeki heyecan, korku, endişe ve başarılıp kazançlı çıkabilme umudu varsa sizde, Ramazan’ı Sünnetullaha uygun karşılıyorsunuz demektir.

Oruç ibadeti, sınavın yoğunlaştığı, odak olduğu salt Son Rasul’ün sünnetinde görülmüyor: Hz. İsa, Şeytanla en büyük sınava çekildiğinde de kırk günlük oruçtu. (Matta: 4, Luka: 4).

Ramazan, sanıldığı gibi kolaylıklar ayı değil; sınavın en çetin şeklinin cereyan ettiği, yoğunlaştığı zaman dilimidir kamerî yılın.

Tüm hayatında ancak dokuz Ramazan idrak eden Peygamber’imiz, bu Ramazanların yarıdan fazlasında, meşakkatlerinden ötürü, pek üzülmüş, çoğu kez ashabına oruçlarını bozmalarını emretmek durumunda kalmıştır.

Allahualem, eğer Ebu Cehil’ler Şeytan ve avenesiyseler en çok Ramazan’da salıverilmekteler. Yok değilseler, Kur’an’da zikredildiği gibi, bizzat Şeytan salıverilmekte. (Enfal 48’e bakınız.)

Kişi için ömür boyu Ramazanlarının kendisine zehir olacağını savlamak doğru değildir ama içinde herhangi bir savaş yahut savaşımın, zorlukların göğüslendiği kimi Ramazanlar geçirmeden idrak edilen mutlu Ramazanların hayırlılığını düşünmek de zordur.

Ne mutlu durup durup da Ramazanlarda hastanelik olanlara. Durup durup da kendilerinden çok Ramazanlarda Şeytanlara sataşanlara. Ne mutlu onlara ki Ramazan kendilerine zorlu gelip de sabretmekte, direnmektedirler.

Güncelliyorum:

Başbakan salt bir çarpışmada 115 Kürd’ün öldürüldüğünü söyledi. Güvenlik güçlerinden de öldürülenler oldu. Önce bu maktullerin ana-babaları, yakınları, eşlerine bu Ramazan aynen yukarda andığım gibi geldi. Onlar bu Ramazan’ı Sünnetullaha uygun yaşadılar. Onları kutluyor, dualarını intizar ediyorum.

Önümüz Bayram: Bu ilk Bayram’ı (yas bayramını) yaşayacak ebeveynlere, yakınlara “sabr-ı cemil” diliyorum. 
mazlummurat55@gmail.com
Taraf/17 Ağustos 2012