'farsça 'garipler akşamı' demektir' diyorlar. bense `hüsrev
hatem`i'den ilk duyduğumda bildiğimiz 'şam ili' gelmişti aklıma. demek 'şeb'den
bozularak 'şâm' olmuş akşam. sonra anlam çeşitlenmiş, 'hazreti hüseyin ve
ihvanının katledildiği akşam'ı kastetmişler (belki de ilki bu), 'ölüm akşamı'
demişler, 'gurbet akşamı'...
'şâm-ı garibanda
değilsek de
muhakkak çırağanda* değiliz anne
lambalar söndü
çakmağı kim yakacak?'
hüsrev hataemi - aşık garip coğrafyası
'karanlık
umutsuzluktan geçene,
tek mum ışığı
çırağan görünür,
oysa iyi bilinir
ki dönüş yolunda
asla çırağan
yoktur…
çok sayıda
şâm-ı gariban yaşanır'
hüsrev hataemi - non dolet
*: şenlik gecesi.