31 Ocak 2014 Cuma
30 Ocak 2014 Perşembe
LiLi
sanırım zambak*. sanırım en ıssız yerlerde açtırılan* bir şair kelimesi, bir kerime; bir şiir taşı. ve sanırım "bizi bırakıp giden, daima güzeller güzelini bulan, istese de taş yürekli olamayan, daima güzeller güzeli olan, gidecek olan arkasına dönüp bakmadan, hangi kuş hangi şafakta ölecek görmeyecek olan, bir kürkü bir veda kürkünü alması istenen tüyleri şiirler olan bir mahcup kürkü, daima sultanlar sultanı olan, giden, bizi öpmeden giden"*.
sanırım saçma.
Etiketler:
etimoloji,
lili,
liliyar,
lily,
monna rosa,
sezaikarakoç,
şiir,
zambak
24 Ocak 2014 Cuma
batsak da batıcıyız
erdoğangillerin çokça istismar ederek dile getiridği bir gerçek var: "adamlarla şu kadar kilometre sınırımız var." ama biz kalkıp filmi ingilizce tercümesiyle anıyoruz. uymamış mı uymuş fakat neden yakını uzak kılıyoruz. bunu altyazılarda da görmek mümkün. belki bir avrupalı'nın anlayacağı tercümeyle türkçeleştiriliyor iran ve arap filmleri. mesela filmde "selamunaleyküm" deniyor biz "merhaba" diye okuyoruz. raziye, "hz. hüseyin'in şehitliği üstüne, zamanın imamı/mehdi üstüne" yemin ediyor bize "şehitlerimizin üstüne" diye okutuluyor. "khuda hâfız/allah seni korusun, allah'a emanet ol" dileği "hoşçakal" oluveriyor. dediğim gibi kültürel olarak filmden çok uzak olan bir ülke için yapılan tercümelerde bu hal doğaldır ama biz seslensek duyacak kadar yakınız iranlılara. bu durumun en önemli sebebi batıya kuyulanmış oluşumuz. bakıyor oluyor oluşumuz değil batıya hipnozlu gibi bağlı oluşumuz. öyle ki iran sineması ilgimiz bile avrupa ilgimizden ileri geliyor*. doğu'yu kutsallaştırma gibi sık yapılan bir saçmalamada bulunmuyorum ama ehl-i garb gayr-ı şark oluşumuzun makul izâhını yapamayız. sorun bu farkıdasızlığımız.
*: http://www.radikal.com.tr/sinema/bir_ayrilik_bir_yoksulluk_bir_olum-1054660
edip cansever'e hadsiz nazire
bu gemi ne zamandır burada/edipcansever
'bu gemi ne zamandır burada
çoktan boşaltmış yükünü
gece de olmuş, rıhtım da bomboş
mavi bir suyun düşünü uyutur bir tayfa
arkada, guvertede
ah, neresinden baksam sessizlik gene.'
nazire/cvhrkr
'bu gemi zamandır burada
henüz boşaltmamış yükünü
gece bitmek bilmez rıhtımsa bomboş
mavi bir düşün suyunu uyutuyor hala tayfa
arkada, guvertede
ah, neresinden boşaltsa sensizlik gene.'
Etiketler:
bu gemi ne zamandır burada,
cevherkara,
edipcansever,
nazire,
şiir
ahmethaşim/merdiven
14 Ocak 2014 Salı
zahmet vakti/cahitzarifoğlu
yaşamak bir sokak lambası gibi
bir gece evden atılmış bir çocuk sanki
tek bir damla tek bir ses gibi
aklıma düşüyor
artık delirir koşar şimşeklerim
yaşamak bu nadir ve gevşek
hayır bugün hiçbir kimseyi alkışlamıyorum
ve onların dikilip içi yumurta çürüğü kokan
kristal fanuslarına baka durdukları gibi bakıp durmuyorum
ve bazı bey alıkların dediği gibi
sadece yürek arılığını arı bulmuyorum
düşünün
tohumlar ekilir
yağmurlar başlar
o zaman filizler bir karış boyu yükselmiştir
köylü davarlarını alır götürür sürer üstüne
başak dediğimiz rahmet ondan sonra fışkırır
esas ondan sonra gövdelenir
görmezik gördürürler
davarın yedim doydum sandığı
bir dalgınlık
çünkü benden bir kahramanlık kalacak
çünkü besmeleyle başlandı
çünkü desturla tuttuk ne tuttuksa
çünkü imanla çok şeylere çağrıldık gözümüz
dağlarda kaldı eşya geride kaldı
dünya arkada bırakıldı
bir diş gibi ayrıldık çenemizden
dil çağı kapandı göz bağı koptu
bir tövbe sancağı açıldı bir zevk süreci değil
çünkü bütün o zamanlar toptan kullanılmış oldu
içinde zalimlerin asılma sahneleri
içinde kan akıtanların kanlarının seli
içinde mahzun edenlerin gözyaşı nehirleri
çünkü tövbe edildi izin verildi besmeleyle başlandı
sevgilinin elinden dertler hoş
beline çamur çamur olarak
tekme tekme olarak
on gündür ve kırk gündür daha
aç acına ayakta
durmak
elli gün ayakta durmak olarak kaydedildi
sevilinin elinden bağış ve kefaret olarak
bilindi
kabul edildi
razı olundu
ağlanmadı
peki ekmek istenmedi mi istendi
sadece bir parça ekmek istendi tapınmaya bedensel güç olarak
yalvarılmadı hiçkim
se
ye
ağlanmadı
razı olundu kabul edildi öpüp başa kondu
ve çünkü tövbe edildi
bir tövbe sancağı açıldı bir zevk süreci devrildi
bir isyan kazanı devrilmedi
itiraz isyan akmadı
bir tövbe sancağı açıldı
çünkü bütün zamanlar toptan kullanıldı
içinde zalimlerin asılma sahneleri
içinde kan akıtanların kanlarının seli
içinde mahzun edenlerin gözyaşı nehirleri
çünkü tövbe edildi tövbe edildi
ağıt güzel vakitlerindendir
estağfirullaaaaah ve işte böyle uzatarak
kalbim aç
etim yanık
dünya diz çöktüğüm yer kadardır dizimin yanında bir diz
dizimin yanında bir diz sağdan biri iki üç
dört beş altı yedi soldan bir iki üç
dört beş altı yedi
bir sana bir sana bir sana... avucunu aç avucunu kapa
dilini tut aklını kravatın gibi çöz at
şimdi bir damla gözyaşı bir iri yakut
4 Ocak 2014 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)